Anadolu’nun unutulmuş kasabalarından biri olan Karaağaç, yıllardır süregelen garip olaylarla tanınıyordu. Kasabanın yaşlıları, gece yarısı duyulan fısıltılardan, ansızın ortadan kaybolan insanlardan ve karanlık çöktüğünde yaklaşılmaması gereken harabe bir konaktan bahsederdi. Ancak genç nesil bu hikâyeleri ciddiye almıyordu. Ta ki o geceye kadar...
Korkunun Başlangıcı
Kasabaya yeni atanan öğretmen Selim Bey, eski köy okulunda göreve başladığında, buranın ne kadar sessiz ve ürkütücü bir yer olduğunu hemen fark etti. Akşamları köy meydanı bomboş oluyor, herkes gün batmadan evine çekiliyordu. Merakına yenik düşen Selim Bey, bir akşam yaşlı köylülerden biriyle konuşmaya karar verdi. Kahvehanede bulduğu Ali Dede, titrek sesiyle eski konağın lanetinden bahsetti.
“Orası cinlerin mekânıdır evlat,” diye fısıldadı Ali Dede. “Oraya giren ya kaybolur ya da aklını yitirir. Sakın gitme!”
Ancak Selim Bey, bunu eski bir hurafe olarak gördü. O gece konağı kendi gözleriyle görmek için yola koyuldu.
Karanlık Gece ve Yasaklı Konak
Konak, kasabanın dışında, devasa çınar ağaçlarının arasında yükseliyordu. Ay ışığı, binanın harabe duvarlarını aydınlatıyordu. Kapı, en ufak bir dokunuşla gıcırdayarak açıldı. İçeriye adım attığında, yıllardır kimsenin girmediği belli olan odaları inceledi. Bir odanın köşesinde yanmış bir beşik duruyordu. Tavandan sarkan örümcek ağları, duvarlardaki eski dualar dikkatini çekti.
Tam o anda, arkasından bir fısıltı duydu: Git buradan…
Kalbi hızla çarpmaya başladı ama korkusunu bastırmaya çalıştı. Derin bir nefes alarak adımlarını hızlandırdı. Ancak ne kadar ilerlerse ilerlesin, kendini sürekli aynı odada buluyordu. Çıkış kapısı kaybolmuştu. Panikle bağırmaya başladı.
Bir anda odanın köşesindeki aynada bir siluet belirdi. Boynuzları olan, simsiyah gözleriyle ona bakan bir varlık… Cinlerin lideri olduğu söylenen Alkarası… Selim Bey çığlık attı ama sesi çıkmadı. Olduğu yerde donup kaldı.
Kayıp Öğretmen ve Kasabanın Laneti
Sabah olunca Selim Bey’den haber alamayan köylüler, konağa gitmeye cesaret edemediler. Günlerce aramalarına rağmen, ondan hiçbir iz bulamadılar. Ancak konağın kapısına kazınmış şu kelimeyi fark ettiler: Onunla göz göze gelen, artık bizimledir…
O günden sonra Karaağaç kasabasında daha garip olaylar yaşanmaya başladı. Geceleri duyulan fısıltılar arttı. Bazı köylüler, ay ışığında sokakta dolaşan, gözleri tamamen siyaha dönmüş bir adam gördüklerini iddia ettiler. Ama ona kimse yaklaşmaya cesaret edemedi.
Ve böylece Karaağaç’ın laneti, cinlerin gölgesinde sonsuza dek sürdü...
cin, gölge, lanet
0 yorum:
Yorum Gönder